20. yüzyılın başında yaygın olarak kullanımı başlayan arabanın mucidi konusunda farklı kaynaklarda farklı isimlere rastlanabilir. Bu farklılık temel olarak araba dendiğinde hangi aracın betimlendiğinden kaynaklanır. Örneğin, bugün yaygın olarak kullanılan benzinli motorlar ele alındığında Nikolaus Otto, Gottlieb Daimler ve Carl Benz akla gelen ilk isimlerdir. Oysa, buharla çalışan arabaları da düşünürsek tarihi Nicolos Cugnot’tan başlatmak gerekir.
Yazımızda, bugün kullanılan arabalara gelene kadar otomobilin icat hikayesi yer alacaktır. Hikayenin başlangıcını tayin edebilmek için araba, yük taşımak gibi belli bir amaca özgülenmeyen, dışardan bir güce ihtiyaç duymadan kendi gücü ile çalışabilen ve daha çok kişisel kullanım için geliştirilen araçlar olarak düşünülecektir. Bu tanım, arabanın mekanizması ya da teknik ayrıntılarından ziyade kullanım amacı üzerinde durur.
Yazımızın yukarıda belirtilen kapsamı doğrultusunda, içerikte arabanın mucidinin yanı sıra benzinle çalışan otomobilin mucidi konusuna da ayrıca yer verilecektir. Modern otomobilin hikayesi anlatılırken, tekerleğin bulunuş sürecini de es geçmek olmaz. Bu nedenle, tekerleğin icadına da kısa bir bölüm ayrılacaktır. Son olarak, günümüzde kullanımı giderek yaygınlaşan dizel araçlarla ilgili de bilgi verilecektir.
İlk Araba Ne Zaman İcat Edildi?
Modern arabanın atası olarak tanımlanabilecek ilk arabanın Fransa’da 1769 yılında icat edildiği söylenebilir. Bahsi geçen tarih ve ülke kesinlikle bir tesadüf değildir. Neden mi?
Arabalar, hayatımızın vazgeçilmez parçası haline geldi. Bu koşullarda, insanın araba olmadan nasıl yaşadığını göz önüne getirmek giderek zorlaşıyor. Oysa yüz binlerce yıllık insanlık tarihinin yalnızca son 250 yılında arabanın kullanımı geliştiriliyor. Arabanın mucidi konusuna net bir yanıt bulabilmek için yazımızda araba kavramının aşağıdaki özellikleri ile ele alındığını hatırlatmak gerekir:
- Yük taşıyıcılığı gibi belli bir amaca özgülenmez
- Öküz, at gibi dışardan bir güce ihtiyaç duymaz
- İçinde bulunan mekanizma ile hareket etmesi sağlanır
- Yoğunlukla kişisel ulaşım aracı olarak kullanılır
Bu özellikler düşünüldüğünde, arabanın icadı için net bir tarih vermek mümkün olur. Elbette, bu tarihte önce de tekerlekli araçlar kullanılıyordu. Ancak bu araçlar, 1700’lere kadar at, öküz gibi dış bir güç yardımı ile hareket edebiliyordu. Buhar gücünün sanayide kullanılmaya başlanması ile birlikte, otomotiv sektöründe de yeni gelişmeler ortaya çıktı. Modern arabaların tarihinin de buharın sanayide kullanımı ile başladığı söylenebilir.
Her ne kadar Sanayi Devrimi İngiltere’de başlamış olsa da ülkede demiryolu ve at arabası sahiplerinin gücü, makineli taşıtların icadını geciktirdi. İcad edilen araçların geliştirilmesine de engel olundu. Fransa, Almanya gibi ülkelerde ise böyle bir kast oluşmamıştı. İlk buharlı makinenin bulunduğu 1763 yılından yalnızca 3 sene sonra Fransa’da buhar arabanın hareketi için kullanıldı.
Arabanın Mucidi Kimdir?
Sanayi Devrimi Avrupa’da başladığı için, arabanın mucidi olarak karşımıza bir Avrupalının çıkması şaşırtıcı değildir. 1769 yılında Fransız mühendis Nicolas Cugnot, buhar gücü ile çalışan ilk arabayı icat etti. Üç tekerlekli ve iki kişilik olan bu araba, saatte ortalama 6 km hız yapabiliyordu. İngiltere’de ise 1801 yılında Richard Trevithick, 1831 yılında ise Sir Goldsworthy Gurney buharla çalışan taşıtlar icat etti. 45 dakikada 14 kilometreye çıkabilen Gurney’in icadı düzenli yolcu taşımacılığı için kullanıldı. İngiltere’de demiryolu ve at arabası sahipleri, makinenin gücüyle çalışan taşıtların önüne geçmek için ellerinden geleni yaptı. Engellemeler, İngiltere’de araba teknolojisinin geliştirilmesinin bir süre önüne geçti.
Arabayı Kim Nasıl Yaptı?
Buharla çalışan ilk arabalar, üç tekerlekli ve iki kişiyi taşıyabilecek kapasitedeydi. İlk benzinli araçlar da buharlı araçlara benzer bir tasarıma sahipti. İki kişiyi taşıyabilen, küçük, üstü açık bir modele sahipti. Arabanın motoru taşıtın arkasında yer alıyordu. Arabanın mucidi motorlu otomobilleri daha çok atsız bir at arabasına benzer tasarımlarla oluşturdu.
İlk arabalarda direksiyon yerine, kulp biçiminde dümen kullanılırdı. Arabanın arkasında bulunan motordan tekerleklere bir kayış ya da zincir uzanırdı. Arabanın hareketini bu aparatlar sağlardı. Modern tasarıma yön veren ilk çalışma ise 1891 yılında Fransız mühendisler Rene Panhard ve Emile Levassor tarafından yapıldı. İkilinin tasarladığı araçlarda, motor tarafa alınarak bir kapak ile üstü kapatıldı. Ayrıca, sürtünmeli kavrama ve dişli aktarım mekanizmaları kullanılarak motorun hareketinin tekerleklere iletilmesi sağlandı. 1890 yılında ise kapalı araba modelini geliştirdiler. Bugün en popüler tekerlek markalarından olan Michelin’in ataları Andre ve Edouard Michelin ise havayla şişirilen tekerlek lastiklerini icat etti.
Otomobil İcat Hikayesi
İlk otomobillerin, teknik ve tasarım açısından bugünkü hallerini alması şüphesiz birbirinden bağımsız olarak çalışan sayısız mühendisin emeğidir. Bu noktadan bakıldığında bu kolektif bir gelişim sürecidir. Yine de otomobil icat hikayesi buharın sanayide kullanımıyla yani Sanayi Devrimi ile başlar. At arabasını andıran ilk tasarımlar zamanla geliştirildi. Aracın arkasında ve açık olan motor, öne alarak kapatıldı. Araba tamamen kapalı hale getirildi. Yolcu kapasitesi arttırıldı. Şişebilen tekerlek lastikler ile kullanım kolaylığı sağlandı. Elektrikli marş motoru ve şarj dinamolu aydınlatma sistemi 1911 yılında Cadillac şirketi tarafından geliştirildi. Ayrıca, fren ve dönme lambaları, cam silecekler, hidrolik fren gibi mekanizmalar da Amerika’da üretildi.
Tekerleği Kim Buldu?
Tekerlek, bir taşıtın icadına giden yolda en önemli gelişmedir. Arabanın mucidi açısından vazgeçilmez bir parçadır. Ancak, dönem insanlarının tekerleği bir ulaşım aracı geliştirmek için yaptıkları söylenemez. Tekerleğin icadı ile ilgili kesin bir tarihten bahsetmek mümkün değildir. Arkeolojik çalışmalarda ise tekerin ilk izlerine Mezopotamya’da ve milattan önce 4000’li yıllara ait kalıntılar arasında rastlandı. Tekerlek kalıntıları daha çok çanak çömlek yapım alanlarında bulundu. Zaten o dönem, ulaşım için kızaklar kullanılıyordu.
Tekerleğin ulaşım konusunda kullanılması Avrupa’da ve bazı Asya bölgelerinde milattan önce 3000’li yıllara denk gelir. Tekerleğin araçlarda kullanılmasına ilk olarak bugünkü Polonya ve Almanya sınırlarında rastlanır.
Benzinle Çalışan Otomobilin Mucidi
Buharın arabalarda kullanılmasının ardından, farklı güç kaynakları aranmaya başlandı. Özellikle Almanya’da çok ciddi çalışmalar yapıldı. Alman mühendisler Nikolus Otto ve Eugen Langen, 1867 yılında benzinli motoru icat etti. Bu motorlara “Otto-cycle” adı verildi. 1870 yılında ise yine bir Alman olan Siegfried Marcus, benzinli motorları otomobilde kullanarak benzinle çalışan otomobilin mucidi oldu.
Benzinli araçlarda daha çok bilinen Carl Benz ise “Benz Patent Motorwagen” ismini verdiği benzinli aracını 1885 yılında icat etti. Benz bununla da kalmayıp, 1886 yılında arabanın patentini aldı. Böylece resmi kayıtlarda benzinli arabanın mucidi olarak anılmaya başladı. Ayrıca, 1888 yılında seri üretime başlayarak benzinli otomobilin herkesin erişebileceği bir ürün olmasının yolunu açtı. Mercedes- Benz’in ilk araba üreticisi olarak kabul görmesinin arkasında bu hikaye yatar. Amerika’ya baktığımızda ise Amerikan arabanın mucidi Henry Ford olarak görülür. Ford, 1893’te benzinli motor geliştirdi. 3 yıl sonra ise benzinli otomobil üretimine başladı.
Dizel Aracı İlk Kim Yaptı?
Benzinli araçların yakıt tüketimi yüksek, tork değerleri ise düşüktür. Benzinli motorların geliştirilmesinde kısa bir zaman sonra, petrolde dışa bağımlılık sebebi ile birçok ülkede alternatifler aranmaya başlandı. Bugün de yoğun olarak kullanılan en iyi alternatif ise yine Almanya’dan çıktı. Alman mühendis Rudolf Diesel 1892 yılında diesel motoru icat etti. 1 yıl sonra ürünün patentini aldı.
Benzinli arabalara göre bir üretim sistemi kuran şirketler, diesel motoru benimsemekte zorlandı. Diesel motor ilk kez 1924 yılında MAN tarafından bir kamyonda kullanıldı. Araba için ilk kullanım Mercedes- Benz tarafından yapıldı. 1936 yılında ilk dizel Mercedes-Benz aracı trafiğe çıktı.