Ford markasının tarihi ve gelişim süreci bilinmesi gereken bir konu. Bu konuda sizlere Ford markasının nasıl geliştiğinden söz etmek istiyoruz. Ford, günümüzün en popüler markalarından birisi olarak karşımıza çıkıyor. Ülkemizde de oldukça ünlü bir marka olan Ford, dünyada da birçok yerde görülebilir. Pek çok araba modeliyle ön plana çıkan marka, son zamanlarda yeni teknolojilere ağırlık vermeye çalışıyor. Ford, yaptığı pek çok başarılı çalışmasıyla biliniyor. Kurulduğu dönemden bu yana işçilerini düşünen ve uygun fiyatlı ürünleri müşterileriyle buluşturan marka, pek çok tarihi olaya sahip. Kendini her daim geliştirme yolunda ilerleyen Ford markası hakkında bu konuda önemli bilgiler vermek istiyoruz.
Ford Markasının Tarihi ve Gelişimi
16 Haziran 1903 tarihinde kurulan Ford’un kurucusu Henry Ford olarak yer alıyor. Markanın isminden de anlaşılacağı üzere şirket, kurucunun soyadını almış durumda. Amerika Birleşik Devletleri’nde kurulan marka genel olarak otomobil teknolojilerine ağırlık veriyor. Pek çok otomobil markasına ev sahipliği yapan Ford’un popüler modelleri arasında Fiesta, Focus, Kuga, Puma, Ecosport, Ranger, Transit Connect ve Transit Van gibi pek çok model yer alıyor.
Ford markasının tarihi konusuna geçmeden önce Ford’un ambleminin anlamından da söz etmek istiyoruz. Ford markasındaki amblem, eskisinden daha sade ve daha modern bir halde bulunuyor. Peki bu markanın logosunun neden böyle tasarlandığını hiç düşündünüz mü? Ford’un logosundaki mavi renk plaka olarak biliniyor. Mavi bir plakanın üzerinde beyaz renkli Ford yazısının bulunmasının amacı tam da bu. Kısacası logonun amacı plakayı andırması. Buna ek olarak logonun nostaljik görünümü de ön plana çıkan bir diğer detay.
Ford markasının 2020 yılı verilerine göre elde ettiği gelir -4.4 milyar dolar olurken net gelir -1.2 milyar dolar olarak açıklandı. Firmanın toplam varlığı 267.2 milyar dolar olarak yer alıyor. Ford markası altında çalışanların sayısı 2020 yılı içerisinde 186.000 olarak kamuoyu ile paylaşıldı.
Ford Markasının Tarihi
Ford, 16 Haziran 1903 tarihinde Henry Ford tarafından kurulan bir otomobil markası. Amerika Birleşik Devletleri’nde kurulan marka, o dönemde 12 çalışana sahipti. 28.000 dolarlık bir yatırım ile bu işe başlayan firma, hemen ilk otomobil modelini üretmek için çalışmalara başlar. Yaklaşık bir aylık bir süre içerisinde ortaya güzel bir araba modeli çıkaran firma, 20 Temmuz 1903 tarihinde yeni aracını piyasaya sürer. Ford’un ilk aracı olan bu modelden sonra piyasaya sürülen bir diğer model Ford Model T olarak isimlendirildi.
Ford markasının tarihi konusunda bilinmesi gereken bir diğer detay firmanın işçilerine çok iyi davranmasıydı. Bununla ilgili bir olaydan bahsetmek gerekirse firma, her bir işçisine bir otomobil hediye etmişti. Çalışanların otomobil sahibi olması onları mutlu ederken Ford bu performansıyla daha çok tanınır hale geliyordu. Ford, işçilerine o kadar değer veriyordu ki maaşları iki kat arttırırken personellerin çalışma süresini de 9 saatten 8 saate indirmişti.
Şirketin yapmış olduğu bu adımlar kapitalist firmaların da tepkisine yol açıyordu. Rakip otomobil üreticileri Ford’un bu hamlelerine karşı zor durumda kalıyor, kendileri de bir şey yapmaya çalışıyordu. Ford’un bu başarısı halk ve işçiler tarafından memnuniyetle karşılanırken bilinmesi gereken şu ilginç bilgiyi de verelim ki Amerika Birleşik Devletleri’nde araç piyasasının yaklaşık %50’si yani yarısı Ford modelleri olarak öne çıkıyordu.
Henry Ford’un en çok sorun yaşadığı konu maliyetlerin yüksek olması ve araç üretimlerinin süresinin fazla olmasıydı. Bu konuda bir fikir geliştiren Ford, hemen seri üretim kavramını hayata geçiriyor. Seri üretimden önce bazı araçların yapımı birkaç günü bulabiliyordu. Seri üretim sayesinde artık bir araba üretmek aynı gün içerisinde sağlanıyor. Seri üretim ile birlikte bant üzerinde ilerleyerek üretilen arabalar bu teknoloji ile beraber yalnızca araç üretimini hızlandırmadı, aynı zamanda maliyetleri de düşürerek otomobil fiyatlarının ucuzlamasını sağladı. Seri üretim ile birlikte endüstri 2.0 döneminin başladığını da belirtelim.
Ford markasının tarihi konusunu incelerken eski araçlarda bir detayın dikkat çektiğini fark etmiş olmalısınız. Eski araçlarda dikkat çeken bir diğer konu arabaların genel olarak siyah renk olmasıydı. Siyah renge sahip olan otomobillerin özellikle geçmiş yıllarda sıkça karşılanması fakat günümüzde araçların daha renkli olması ilginç oluyordu. Peki eski araçlar neden siyah renkti? Ford, bunun sebebinin siyah boyanın hızlı bir şekilde kuruduğunu belirterek söyledi. Yani siyah boya etkili bir boya olarak öne çıktığı için daha çok kullanıldı.
Ford, I. Dünya Savaşı ile birlikte ciddi bir ekonomik krizin içerisine girdi. Bu dönemde savaştan yara alan şirket, mecburi olarak pek çok fabrikasını kapatmak zorunda kaldı. Savaş sonrası tekrardan büyüme dönemine giren firma pek çok ülkede fabrikalar açarak daha çok gelişmeye başladı. Türkiye’de de fabrika kuran Ford, burada da etkili bir rol oynamaya çalıştı. Yalnızca Türkiye değil Kanada, Meksika, Birleşik Krallık, Almanya ve Brezilya gibi pek çok ülkede fabrikalar görüldü. Ford’un Türkiye’de yapmış olduğu adımlardan birisi de 1997 yılında fabrikasının üretim kapasitesini genişletmesi oldu.
Okuyunuz: Elektrikli Araç Fiyatları
Ford Markasının Geleceği
Ford Focus, Ford Fusion, Ford Five Hundred, Ford Mondeo, Ford Fiesta ve Ford Granada gibi pek çok araç modeli ile bilinen markanın gelecek vizyonu da merak edilen bir konu olmakta. Ford şimdiden bu vizyonlardan bazılarını gerçekleştirmiş durumda. Ford markasının tarihi konusunda geleceği hakkında da söz etmek gerekiyor. Günümüzde en çok araç satan markalardan birisi olan Ford’un geleceği için bu yorumlardan bazıları tahmin bazıları ise markanın kendi vizyonu olmakta.
Ford, gelecekte benzinli ve dizel araçlar yerine tamamen elektrikli araçlara geçiş yapabilir. Bunun sebebi elektrikli araçların içten yanmalı motorlara göre daha çevreci olması ve daha düşük karbon salınımı yapması. Bu da elektrikli araçlara geçişin daha önemli olduğunu gösteriyor. Şunu belirtmek gerekiyor ki elektrikli araçlar sayesinde yenilenebilir enerji kavramı daha da yaygınlaşabilir ve bu araçlar daha çok ön plana çıkabilir. 21. yüzyılın ortalarına kadar hem yenilenebilir enerji hem de elektrikli araçların daha çok ön planda durması bekleniyor. Şunu da belirtmek gerekiyor ki elektrikli araçlar şimdiden bazı ülkelerin gelecekte zorunlu tutacağı bir konu.
Ford, gelecekte uçan arabalara yer verebilir. Henüz günümüzde karadan giden araçlara ağırlık veren firma, şimdiden prototip halinde bulunan uçan otomobillerle ilgili üretimlere de başlayabilir. İlk olarak yük ve yolcu taşımacılığı için üretimlerin yapılması beklenen bu alanda daha sonrasında normal sürücülerin de bu teknolojiyi kullanması bekleniyor. Uçan otomobiller sayesinde uzun yolculuklar ciddi bir şekilde kısalmış olacak. Bu da sürücü ve yolcular için önemli bir avantaj.
Ford’un geleceği hakkında yapılabilecek bir diğer yorum markanın otonom sürüş teknolojilerine daha fazla önem vereceği. Günümüzde yapay zeka teknolojisi gelişmeye devam ediyor. Gelecekte artık yapay zeka destekli otonom sürüşler sayesinde ehliyet sistemi dahi kalkabilir, araçlar tamamen kendi kendine gidebilir.